10 Mart 2014 Pazartesi

Körfez Ülkelerinde Büyükelçi Krizi


25 Mayıs 1981’de Basra Körfezi kıyısında bulunan 6 ülke (Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) tarafından kurulan Körfez İşbirliği Konseyi – KİK (Gulf Cooperation Organization – GCC)[1], bugünlerde bu ülkeler arasında yaşanan büyükelçi krizi nedeniyle çalkalanıyor. Bu yazıda Körfez ülkelerinin yaşadığı diplomatik krizi sizler için özetlemeye çalışacağım.
Körfez ülkeleri arasında yaşanan rahatsızlığın başlangıç noktası olarak geçtiğimiz aylarda Mısır’da meydana gelen darbe ele alınmalıdır. Mısırlı General Abdülfettah El Sisi’nin El Ezher’in desteğiyle yaptığı darbenin[2]hemen ardından, Müslüman Kardeşler çizgisinin savunduğu halk iradesine dayalı yeni modelin kendi ülkelerine sıçramasından endişe eden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, Mısır’daki cunta yönetimine destek olmak için kredi ve hibe uygulamalarına gitmişlerdi. Oysa Körfez’deki bir diğer önemli ülke olan Katar’ın, son dönemde demokrasi yanlısı ve Müslüman Kardeşler hareketine destek veren çizgide yayın yapan Al Jazeera (El Cezire)[3] gibi güçlü bir medya organıyla buna karşıt politikalar geliştirmesi, Katar’la diğer Körfez ülkeleri arasında bir süredir anlaşmazlığa neden olmaktaydı. Bu gelişmelerin sonucu olarak, 5 Mart 2014 tarihinde Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri büyükelçilerini Katar’dan çektiklerini açıkladılar.[4]
Körfez İşbirliği Konseyi
Katar aslına bakılırsa Arap Baharı sürecinin en başından beri devrimci hareketlere destek veren bir ülke olarak biliniyor. Bunun neticesinde geçtiğimiz gün yapılan Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının ardından üç ülke ortak yaptıkları açıklamada Katar’ı, 2013 Kasım ayındaki mutabakata uymayarak, bölgedeki ülkelerin güvenlik ve istikrarını bozmakla suçladılar.[5] Katar’ın Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketini, Körfez ülkelerinin güvenlik ve istikrarı için desteklememesi gerektiğinin vurgulandığı bildiride ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 2 Şubat’ta Katar’ın Abu Dabi’deki Büyükelçisi Faris Naimi’ye İhvan yanlısı açıklamaları sebebiyle Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi’den duyduğu rahatsızlığı ilettiği kaydedildi.[6] Diplomatik kaynaklardan alınan bilgilere göre, kriz sonrasında Ürdün Kralı 2. Abdullah, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Cuma günü Ürdün’ün güneyindeki liman kenti Akabe’de gerçekleştirdiği görüşmede Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar’dan büyükelçilerini çektiği diplomatik krizin çözümü için ABD’den destek talep etti.[7]
Arapça yayınlanan Raya gazetesi ise, Katar Emiri Temim bin Hamad Al Sani’nin geçen Haziran ayı sonunda görevi devraldığında yaptığı ilk konuşmasından bir alıntıyı manşetine taşıdı. Sani o konuşmasında şunları söylemişti; “Biz ilkeleri ve değerlerine bağlı bir milletiz. Hayatın kenarında yaşamayız. Kaybolmuş değiliz ve istikamet belirlemek için kimseye tabi olmayacağız. Bazıları oyunları başarısız olunca, anlaşmazlık iddia ediyor ve yalan söylüyor.”[8] Kriz nedeniyle devreye giren Arap Birliği’nin çabaları da son günlerde dikkat çekiyor. Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Ahmed bin Hilli, Arap Birliği’nin Kahire’deki merkez binasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Körfez’deki 3 ülkenin Doha’daki büyükelçilerini çekmelerinin ardından iki taraflı görüştüklerini belirterek, “Arap ümmetine zarar verecek tehlikeler içeren söz konusu kriz konusunda, Arap Birliği yoğun çaba sarf ediyor” dedi.[9]
Aslına bakılırsa Körfez ülkeleri arasındaki tek anlaşmazlık Katar’la da sınırlı değil. Örneğin, Körfez’de lider rolü oynamaya istekli Suudi Arabistan’ın Umman lideri Sultan Kâbus bin Seyd El Ebu Seyd’e İran’ın ABD ile olan yakınlaşmasında oynadığı rol nedeniyle kızgın olduğu biliniyor.[10] İran’ın nükleer programını sınırlandırması neticesinde Batı ile yenide diyalog kurmaya başlaması nedeniyle Körfez ülkelerinde yaşanan sıkıntıların ilerleyen aylarda da devam etmesi yüksek olasılık gözüküyor.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ


[1] Web sitesi için; http://www.gcc-sg.org/.
[2] Bu konuda bir yazı için; Örmeci, Ozan (2013), “Mısır Darbesini Nasıl Yorumlamalı?”, Uluslararası Politika Akademisi, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/misir-darbesini-nasil-yorumlamali/.
[3] Web sitesi için; http://www.aljazeera.com/.
[4] Al-Rasheed, Madawi (2014), “Saudi-Qatar tensions divide GCC”, Al Monitor, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi: http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2014/03/saudi-qatar-gcc-tensions-islamist.html.
[5] Al-Rasheed, Madawi (2014), “Saudi-Qatar tensions divide GCC”, Al Monitor, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi: http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2014/03/saudi-qatar-gcc-tensions-islamist.html.
[6] “Üç ülke büyükelçilerini Katar’dan çekiyor”, Anadolu Ajansı, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi:http://www.aa.com.tr/tr/dunya/296871–uc-ulke-buyukelcilerini-katardan-cekiyor.
[7] “KİK üyesi 3 ülkenin Katar’daki büyükelçilerini çekmesi”, Timetürk, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi: http://www.timeturk.com/tr/2014/03/09/kik-uyesi-3-ulkenin-katar-daki-buyukelcilerini-cekmesi.html#.Ux4iRj9_ubM.
[8] “Katar’dan büyükelçilerin çekilmesinde Mısır süreci etkili”, Anadolu Ajansı, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi: http://www.aa.com.tr/tr/tag/297615–katardan-buyukelcilerin-cekilmesinde-misir-sureci-etkili.
[9] “Katar’dan büyükelçilerin çekilmesinde Mısır süreci etkili”, Anadolu Ajansı, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi: http://www.aa.com.tr/tr/tag/297615–katardan-buyukelcilerin-cekilmesinde-misir-sureci-etkili.
[10] Al-Rasheed, Madawi (2014), “Saudi-Qatar tensions divide GCC”, Al Monitor, Erişim Tarihi: 10.03.2014, Erişim Adresi: http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2014/03/saudi-qatar-gcc-tensions-islamist.html.

Hiç yorum yok: